Öğretmen olarak göreve başladığım Ordu Gölköy ilçesinden iller arası atama yolu ile Şanlıurfa’ya geldiğimde ilk görev yerim Urfa Lisesi olmuştu. Sene 1992. Göreve gittiğim daha ilk gün babam beni kapı girişinde yakaladı ve şöyle dedi:
Dediğinde o zamana kadar akrabalık ile ilgili pek duyarsız olan ben, birkaç ay okulda çalıştıktan sonra yaşadığım olaylardan dolayı uyanmaya başladım. Bana karşı tavır takınan öğrencilere kendi çocuklarıma bile göstermediğim sevgi ve şefkati gösterince ayrı bir teveccüh ile karşılaştım. Çocuklar hep aşiret çocukları idi ve herkes kendi aşireti ile övünüyor, sosyal ve ekonomik gücünden faydalanıyordu. Benim de Urfa’da önemli bir aşiretten olduğumu bilen gençler ister istemez daha saygılı oluyorlardı. Ama biz aşiret olgusunu böyle öğrenmemiştik. “Yardımlaşma, dayanışma, paylama, sevgi ve muhabbet ile kucaklaşma; iyi günde sevinci paylaşan, kötü günde acıyı paylaşan aynı ülküye bağı aynı kanı taşıyan insanların bir arada oluşu olarak öğrendik. Merhamet aktı gönül çeşmemizden; sevgi sözcükleri döküldü nazikçe dilimizden; nefret nedir bilmedik atamızdan.
Hal böyle olunca Urfa Lisesinde müdür yardımcısı ve müdür vekili olarak çalıştığım dokuz yıl boyunca birçok akrabama yardımcı oldum. Bazen olmaz denilen işleri yoluna koydum, bazen olan işleri daha güzel şekle getirdim. Aklımdan babamın söyledikleri hiç çıkmadı.
Allah’a şükürler olsun ki, 2007 yılında yolum MER-DER ile buluştu burada çok kıymetli dostlar edindim. Gerçek akrabalarımla tanıştım. Manevi gücüm arttı. Ruhen daha huzurlu olmaya başladım. Artık insanlara daha çok yararım dokunuyordu. Gerek MER-DER çatısı altında geliştirdiğimiz eğitim ve sosyal projelerle, gerek akrabalar arasında yardımlaşma ve dayanışmayı sağlayan çeşitli faaliyetlerle insanlara faydamız dokundukça çocuklar gibi sevindim. Huzurlu bir akraba ve 8arkadaş çevrem oldukça ben de daha iyi işler yapmak üzere daha çok çalıştım. MER-DER çatısı altında arkadaşlarla yeni yeni projeler ile aşiretin adını ve şanını yüceltecek faaliyetler yaptık.
Bugün, MER-DER yönetimindeki çok değerli arkadaşlar ile, akrabaları birbirine yaklaştırmak için gayretler sarf ederken bu iyilik kervanına tüm akrabaların dâhil olmasını canı gönülden istiyoruz.
Bir mevki ve makam sahibi olmak, ya da varlıklı bir iş insanı olmak; fabrikalar, ticarethaneler sahibi olmak; siyasetin hızına kapılmış siyasetçi olarak takım elbise ile dolaşmak; öğretmen, avukat olmak; doktor, mühendis olmak… Sizi en saf duygular ile karşılayacak mütevazı insanların sevgi dolu kucaklamalarından uzaklaştırmasın. Sıcak ve hisli dokunuş sizi de karşınızdakini de kendine getirecektir.
Korkmayın, selam verdiğiniz insanların sizden maddi bir beklentisi yoktur. Hürmet eden hürmet bulur. Siz de kazanmak istiyorsanız, kazandıracaksınız. Uzatılan el tutulur, çekilen el bırakılır. Yaklaşın, kucaklaşın, paylaşın huzur bulun. Gönlünüz ferah, içiniz rahat olsun.
Hayatın en güzel yanı belki de insanın en çok hoşuna gideni, bir başkasına ihtiyacı olduğunda ya da olmadığında yardım etmesidir. En içten bir hisle, sessizce ve kendi eli ile ya da bir dernek aracılığı ile.
İhtiyacı olsun olmasın bir insanın yanında bulunmak, elini tutmak, sözlü ya da maddi yardımda bulunmak mutluluk veren hislerin başında gelir. Bazıları bunu bilmeyebilir, hep kendine çalışabilir ve gidişatın da hep böle olacağını zannedebilir ama hayat insana bazen öyle oyunlar oynar ki oynanan bu oyun baş döndürür. Yere düştüğünüzde yanınızdakiler hep yakınızda olanlardır.
Bu nedenledir ki gelin siz de yardım edin ki yardım bulasınız. Günü geldiğinde hiç aklınızda olmayan bazı şeyler başınıza geldiğinde yanınızda birilerini görmek istiyorsanız şimdiden siz de birilerinin yanında bulunun.
24.10.2024
Hüseyin KAYA
Bu Yazımın raporlaştırılmış haline de bir bakın:
Bu rapor, Hüseyin Kaya’nın mesleki ve sosyal yaşamında edindiği tecrübeler çerçevesinde, akrabalık, dayanışma ve toplumsal sorumluluk değerleri üzerine yazılmıştır. 1992 yılında Ordu’dan Şanlıurfa’ya öğretmen olarak atandıktan sonra yaşadığı kültürel dönüşüm ve topluma olan katkılarını ele almaktadır. Kaya’nın anlatısı, bireyin topluma karşı sorumluluğu, dayanışmanın önemi ve insani ilişkilerde karşılıklı saygının değerini vurgulamaktadır.
---
Görev Değişikliği ve Kültürel Farkındalık
Hüseyin Kaya, ilk öğretmenlik görevini Ordu’nun Gölköy ilçesinde yapmıştır. İller arası tayin ile Şanlıurfa’ya geldiğinde, babasının nasihatleri ona yeni kültürel dinamikleri anlaması için rehberlik etmiştir. Babası, Urfa’da akrabalık bağlarının ve sosyal sorumluluğun dış dünyaya kıyasla daha belirgin olduğunu hatırlatmış; insanların birbirine danışma ve destek arayışı içinde olduklarını söylemiştir. Kaya, bu uyarının ardından öğretmenlik yaşamında öğrencilere ve çevresine karşı daha merhametli ve kapsayıcı bir tavır benimsemiştir.
---
Akrabalık Bağlarının Gücü
Şanlıurfa'daki öğretmenlik deneyimi, Kaya’ya aşiret kültürünün sosyal hayattaki etkisini yakından tanıma fırsatı sunmuştur. Aşiret üyelerinin birbirleriyle dayanışma içinde olması, toplumda saygı ve sevginin güçlenmesine katkı sağlamıştır. Kaya, kendi ailesinin ve aşiretinin adını yüceltmek için gösterdiği çabalarla birçok kişiye yardım etmiş ve akrabalık bağlarını daha da güçlendirmiştir. Aşiret kültürünü, yalnızca ekonomik ve sosyal güçten faydalanmak yerine sevgi, hoşgörü ve dayanışma ile pekiştiren bir anlayışı benimsemiştir.
---
MER-DER ile Ruhsal Güçlenme ve Toplumsal Katkı
2007 yılında MER-DER (Muhtaçlarla El Ele Yardımlaşma Derneği) ile yolları kesişen Kaya, burada birçok anlamlı proje geliştirmiştir. Eğitim ve sosyal projeler aracılığıyla hem bireysel hem toplumsal fayda sağlamak amacıyla faaliyetler yürütmüştür. Akrabalar arasında yardımlaşmayı ve dayanışmayı pekiştiren etkinliklere katılarak ruhsal olarak daha huzurlu hissettiğini ifade etmektedir.
---
Topluma Katkının Önemi ve Tavsiyeler
Kaya’nın deneyimlerinden çıkarılacak temel mesaj, topluma hizmet etmenin ve dayanışmanın bireyler için mutluluk ve huzur kaynağı olduğudur. Mesajında, makam ve mevkilerin insanları kibirli yapmaması gerektiğini; aksine, herkesin mütevazı bir şekilde insanlara yardım eli uzatmasının önemini vurgulamaktadır. Kaya, sıcak ve samimi bir iletişim ile insanların birbirine yaklaşmasının önemine değinirken, “hürmet eden hürmet bulur” ifadesiyle karşılıklı saygının gücünü hatırlatmaktadır.
---
Sonuç
Bu metin, bireysel deneyimlerden yola çıkarak topluma ve akrabalık ilişkilerine dair önemli dersler sunmaktadır. Hüseyin Kaya, öğretmenlik mesleğinin yanı sıra MER-DER çatısı altında yaptığı çalışmalarla toplumsal fayda sağlamış, sevgi ve dayanışmanın güçlendirici etkisini deneyimlemiştir. Kaya, insanlara yardım eli uzatmanın yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda ruhsal huzurun anahtarı olduğuna inanmaktadır.
---
Son Söz:
Hüseyin Kaya, yazısını şu anlamlı mesajla sonlandırmaktadır:
“Gönlünüz ferah, içiniz rahat olsun. Yardım edin ki, yardım bulasınız. Zor zamanlarda yanınızda birilerini görmek istiyorsanız, şimdiden siz de birilerinin yanında olun.”
---
Bu rapor, Hüseyin Kaya’nın tecrübelerini ve tavsiyelerini özetleyerek toplumsal dayanışma kültürüne dikkat çekmektedir.