MER-DER GENÇ GİRİŞİMCİLER BULUŞMASI İZLENİMLERİ

Pırıl pırıl bir gençlik. Akılları fikirleri memleket meselesi. “Acaba memleketimiz için ne yapabiliriz” derdindeler. Elimizi taşın altına koymak için kime başvurmamız gerekir? Memlekette öyle sorunlar birikmiş ki, yalnız valiliklerin ya da belediyelerin çözemeyeceği boyutta sorunlar sarmalına dönüşmüş. Trafik, ekonomi, ulaşım, turizm, siyaset, dil ve edebiyat… Çağın gerisinde kalmış durumda. “Bu memleketin sahibi yok! Sahipsiz memleket!” söylemleri son bulsun istiyorlar. Mimar ve mühendisler grubu yapmışlar kendi aralarında memleketin sorunları ve çözüm öneri üzerinde fikir jimnastiği yapıyorlar. “Bizim de bu memleketin kaderinde belirleyici bir rolümüz olsun” diyorlar. Bu nedenle de kendi şahsi dertlerini bırakmışlar memleketin dertlerine odaklanmışlar. Bu memleket bizim. Doğup büyüdüğümüz bu aziz topraklar doğunun makus tarihine kurban gitmesin istiyorlar. “Taşı toprağı altın” diyerek İstanbul yollarına düşen hemşerilerinin geri gelmesi, kendi memleketlerinde iş kurmaları için çözüm önerileri geliştiriyorlar. Bunun bir vefa borcu olduğuna inanıyorlar. Kendi siyasi ve ekonomik çıkarlarını zerre nispetinde düşünmüyorlar. Çoğu da kendi işini kurmuş durumda. Birlik ve berberlik içinde olunursa memlekette çözülemeyecek sorun olmadığına inanıyorlar. Bu memleket bizim. Atalarımız bu topraklar için can verdi. Bize hayat kaynağı olacak bir vatan bıraktılar, bizim de onlara layık olmamız lazım, diye düşünüyorlar.

Mücahit ALBAYRAK, Mehmet emin AKBAŞ, Nebi KURT, Muzaffer AYDIN, Abdulrahim YILDIRIM, Muhammed KILIÇ, Halil ÖGE, Abdullah YILDIRIM, Fevzullah KURT… ve daha adını sayamadığım adeta abıhayat sunudan içmiş memleket sevdalısı gençlerin heyecanını görünce kendimizden utandık. Biri susuyor, diğeri konuşmaya başlıyor. Hayalleri, umutları capcanlı. Heyecanları yüzlerinden okunuyor. Onların bu vefalı heyecanı bizim de her zaman aşina olmadığımız ama hep hayal ettiğimiz “Asımın nesli”ni gözümüzün önünde canlandırıyor.

Onları dinleyince içimizdeki memleket sevdası ve aşkı yeniden canlanıyor. Bozulan morallerimiz, yok olan hayallerimiz, umutsuz vaka olarak gördüğümüz tüm sorunlarımız bir anda yok oluyor. Gözümüzün önünde yeni açılan bir pencere ile geleceğe umutla bakmak üzere yerimizden kalkıyor ve hepsinin aydınlık saçan gözlerinden öpüyoruz.

Gençlik insanın en güzel ve en verimli çağıdır. Büyük hayaller büyük başarıların sebebidir. İlim ve irfan sahibi gençlerin, hayatlarının en verimli çağlarını değerlendirmek üzere başarı yollarını aramak ve planlar yapmak için, içinde bulundukları gayretin desteklenmesi kadar insanın hoşuna giden bir şey olmaması lazım. Gençler geleceğin sahibidir. Onlar için umut olmak, onlara yıldız olacak aydınlıklar sunmak bizim görevimizdir. Tüm başarılar gayretli ve çalışkan gençlerin fikrinde saklıdır. Bu fikirlerden faydalanmak görevimizdir.

Bu gençlerin birçoğunun akrabamız olması dernek olarak on yedi yıldan beri hedeflediğimiz gençlik potansiyelinin ortaya çıktığının da delilidir. Nasıl bir gençlik dediğimizde MER-DER olarak aşağıdaki şekilde bir portre çizmiş ve gayretlerimizin bir gün mutlaka karşılık bulacağına inanmıştık. Genelde tüm gençlerin sahip olması gereken tavır ve davranışları her toplantımızda vurgulamış ve asil bir gençliğin ilim, irfan ve erdemli olması gerektiğini haykırmıştık:

Hoşgörülü,
Nezaketli,
Yardımsever,
İnsancıl,
Kavgadan uzak,
Kin gütmeyen,
Kendi içinde adil
Bilgi birikimine sahip,
Demokrat,
Geçmişinden kopmayıp kültürüne sahip çıkan,
Geleceğe umutlu,
Sağlam karakterli,
Mutlu ve huzurlu bir aile yapısına sahip,
Kız ve erkek evlatlarına aynı kıymeti veren mert insanlar olma yönleri ile farklılık gösteren bir yapıda olmalıdır.

Toplumumuz yardımlaşma ve dayanışma yolu ile birbirine kenetlenmeli ve Şanlıurfa’da saygın fertlerin mensubu olduğu bir aileden olduğunu unutmamalıdır.

Sizler,

Bugün bu yazıyı okumakta olan ve kendini aşmış, yaşadığı toplumun derdi ile dertlenen mümtaz insanlar, toplumun bize verdiğini iade etme zamanıdır.

Gençler, sizde gördüğümüz samimi ve tükenmez enerji ile son derece hızla gelişen bilim ve teknoloji çağında hayata bağlanma umudu verdiniz bize.  Çağların ötesine bizleri taşıyacak enerji potansiyelini doğru zamanda ve doğru yerde kullanacağınızdan eminiz.

Dr. Sadık YETİM                -              Hüseyin KAYA

MER-DER Başkanı                           MER-DER Başkan Yrd.

05.06.2024