İNSANIN RAHATI CANI ACIYANA KADARDIR.
Dünyasını kendi bedeni ve kazancı etrafında kuran herkesten kopuk ve içe kapanık yaşayan; lükse odaklı bir hayat süren; fakir fukara ile arasını açan; his yoksulu, insanlıktan nasipsiz bir devrin adamı olmak kadar acaba insanı zelil eden ne olabilir!?
Her fırsattan insanlara öğüt veren ama kendi öğütten nasipsiz biri topluma nasıl faydalı olabilir?
Derdi tasayı bilmeyen, geçmişinden kopuk, geleceğini düşünemeyen günü birlik yaşamı kendine şiar edinmiş bir sefilden ne beklenebilir?
Lük arabası ile dolaşmaktan, lüks mekânlara takılmaktan, ağzından salyalar akıtmaktan başka bir dünyası olmayan adamdan ne beklenir?
İşi ile egosu arasında şişen, hayırlı bir iş denince kapıları kapatan, dünyalığını biriktirmekten başka bir şey düşünemeyen cebi dikişli adamdan ne beklenebilir?
Anasını babasını bile yok sayan, bayramdan bayrama bile sormayan iyilik penceresi kapalı basiretsiz adamdan ne beklenir?
Beklentiler, yukarıda sayılan özellikleri dışında dışa dönük, insani değerlere saygılı, beşeri ilişkileri insancıl davranışlara açık, kendi menfaati kadar diğer insanların da menfaatini düşünen gönül insanı olan inançlı ve ahlaklı insanlardan olabilir.
Gönül ehli kazandığını akraba, dost ve akrabaları ve tüm Müslümanlar ile belli kurallar çerçevesinde paylaşır. Başarılarını kendinden değil, önce Allah’tan sonra yakın çevresinden ve sonra kendinden bilir. Tecrübe paylaşımı yapar. İnsanlara faydalı olmak için ne istenirse belli kurallar dâhilinde çalışmalar yapar.
Akrabalık, din, ırk ve soy kardeşliği ve ülkü birliği insanların bir araya gelmesine sebep olur. Gönlünü ve fikrini; beynini ve kalbini insanlık adına sınırlamamış, kendine insani değerleri uyarıcı rehber olarak tanımış biri akrabaları ile oturup sohbet etmeyi, istişare etmeyi, gönül birliği ile bilgi ve tecrübe paylaşmayı sever ve bu gibi toplantılara seve seve katılır. Kişi, işe yaradığı kadar değerlidir. Bu değer, kendinden başlar ve aileye, akrabaya, komşulara, ülkesine ve dünyaya yararlı olma doğrultusunda yayılır.
Her saniyesi çok değerli olan bu kısacık ömürde hırsına yenik düşen, maddi ve manevi alanda kendi nefsinden başka hiçbir şey düşünmeyen değersiz biri olmaktansa ardından dualarla anılan kalplerde kendine mahsus çok güzel bir yer edinmiş biri olmak ne kadar güzel!..
Akraba ve akran toplantılarına katılmak beyinde stresi alır. Paylaşmak ruhi motivasyona iyi gelir. Beden rahatlığına, dağınık zihinlerin toparlanmasına sebep olur.
Bedenin en güzel hediyesi, kendini yakınlarından uzak tutmayıp yakın ilişkiler içinde olması ve hatta bilgi ve birikimlerini paylaşarak dilin sihirli sevgi kelimelerini kullanarak bedensel yakınlık gösterip kucaklaşmasıdır.
Kucaklaşma pozitif enerji yayar. Gelin bugün de her Salı olduğu gibi sevgi muhabbetleri ile toplanalım ve Nabi BAYRAM kardeşimizin bilgi ve tecrübelerinden faydalanalım. O bizden biri; mütevazı, sevgi dolu, sağlam karakterli ve yardımsever. Mutlaka bize dokunan bir tarafı olacaktır muhabbetin. Muhabbet ehlinin bağına girmeye davetlisiniz. 29.11.2022 günü saat 20:00’de sizleri MER-DER’de bekliyor olacağız.
Bugün ağacın en tepesine çıkmış olabiliriz. Yükseklerde olmamız hep orada kalacağımız anlamına gelmez. Ters bir rüzgâr eser dal kırılır ve kendimizi başlama noktasında, ağacın dibinde bulabiliriz. Bu ters rüzgâr gelmeden kibrimizden uzaklaşıp insanların arasına katılalım. Maddi güç ve makam bizi yakın çevremizden uzaklaştırıp geçici, debdebeli mekânlarda, yüzünde maske olan insanların çekim alanına sokmasın.
Siyasetin konuşulmadığı, yardımseverlik, ahlak, birlik ve beraberliğin konuşulduğu MER-DER toplantılarına katılarak iyilik halkasını genişletelim.
İNSANIN RAHATI CANI ACIYANA KADARDIR. CANIMIZ ACIMADAN ACI ÇEKENLERİN DÜNYASINDAN HABERDAR OLALIM.
Hüseyin KAYA
Başkan a.
MER-DER Başkan Yardımcısı
29.11.2022