GELİN BİRLİK OLALIM
Yolumuz her an bir dost meclisine düşmelidir. Ayaklarınız dost meclislerinin yolunu iyi bellemelidir. Sohbetler sıcak, ilişkiler samimi, davranışlar dürüstçe olmalıdır. Hak konuşulmalıdır bu meclislerde; adalet olmalı, insanlar eşit olmalı…
MER-DER Salı toplantıları ile insani ilişkilerin, dost meclislerinin en güzel örneklerini sunuyor akrabalarına. Herkes samimi, herkes eşit ve işten. Sohbetler dolu dolu insan kokuyor. İnsan; örf, adet ve medeniyet ile bir arada sohbete konu oluyor. Mersavi gençleri bir birini tanırken, insani ilişkilerin, muhabbetin de samimi sınırlarını yeniden çiziyor. Bu meclislerde sohbetler bir aşk tadında yapılır, çaylar, nefis bir ruhani ikram tadında içilir. İkilik yok aramızda, bizi ayrıştıracak siyaset yok, çıkar çatışmaları, makam ve mevki hırsı yok burada. Enaniyet çemberi ile çepeçevrelenmiş kişilik bozukluğu olan yok aramızda.
Her akrabamız için, biz, her an; “ehlen vesehlen!”der ikramda bulunuruz. Dünya hırsı yok; gayret var; intikam yok, affetme var; haset yok, sevgi var; yardımlaşma var, dostluk var, birlik ve beraberlik var…
“Seni seviyorum değerli akrabam, iyi ki varsın.” diyebileceğimiz yüreğimiz var. MER-DER kapısı birlik kapısıdır, dostluk ve kardeşlik kapısıdır. Bu nedenledir ki, kurulduğu iki bin yedi yılından beri aynı samimiyet ve gayret ile canlı bir performans sergileyerek çalışmalarına devam ederken tüm akrabalarından da teveccüh görüyor. Bize katılan bizden biri olur. Bizi sever ve sayar, bizden kopmaz olur. Şirin sözlü yarenlerin, güzel yüzlü canların, narin ruhlu bedenlerin her salı toplandığı bu sıra dışı muhabbet toplantılarına sizleri de bekliyoruz.
Kitaplar kadar bilgi dolu tecrübe abidesi akrabaların derin sohbetleri ile aydınlandığımız salı toplantılarında gençlerin gelecek hayalleri, orta yaşlıların gerçekleşen umutları, yaşlıların bilgi birikimleri ile her kelimesi ayrı pişmiş oturaklı sözler sohbetlere damga vurur.
Her salı yeni bir proje çıkar ortaya. Hayaller paylaşılır, hedefler tartışılır ve ortaya yeni fikirler çıkar
Bu hafta yine çok değerli akrabalarımız ile bir aradaydık. Geç saatlere kadar dostluk, akrabalık, birlik ve beraberlik konularında istişarelerde bulunduk. Nitekim gençlerin geleceğini, eğitimini, ahlakını ve sosyal yapısını doğrudan etkileyecek bir proje üzerinde duruldu. Bu proje MER-DER Spor Kulübü olarak ortaya çıktı. Gençlerin zihinsel ve bedensel gelişimini doğrudan etkileyen, ahlaki davranışlarını destekleyen; “zeki, çevik ve ahlaklı” olmalarına katkıda bulunan spor etkinliklerinin yapılmasına karar verildi. MER-DER Spor Kulübü genç MER-DER üyelerinin ve tüm akrabaların spor kulübü olacak ve imkânların el verdiği, ilgi ve rağbetin olduğu branşlarda etkinlikler yaparak topluma hizmet edecektir.
Bizim için ayrı birer değer olan Sait AKDAĞ ve Müslüm GÖZ, spor kulübü çalışmalarında bize rehberlik edecek ve karşılık beklemeden geçlerin hayatına dokunabilme adına hizmet edeceklerdir. Gelecek planlamasında sadece akrabalarına hizmet etmeyi şiar edinen bu değerli insanlar ile MER-DER çok daha güzel çalışmalar yapacak ve tüm akrabalarını kucaklamaya devam edecektir.
Yeni neslin “z” kuşağı denerek ötekileştirilmesine karşıyız. Bu nesi bizim geleceğimizdir. Geleceğimiz biden kopuk olmamalıdır. Alfabenin son harfine takılarak her an kaybedilecek bir nesil değil, ülkenin kaderini değiştirecek ufku açık, bilimsel etkinliği ve yetkinliği olan ruh ve beden olarak gelişimini tamamlamış gerçek bir nesil istiyoruz. MER-DER böyle bir nesil oluşumunda tuzu olsun istiyor. Tüm gayreti bu yöndedir. Ruh ve beden gelişimini tamamlamış zeki, çevik ve ahlaklı bir nesil. Her Mersavi akrabamızın kendi aralarında küçük dünyalık menfaatler ile dikenli bir çerçeveye bürünmüş nefsani ilişkilerini bırakıp Mersavilerin var olma bilincine sahip çıkması gerekir.
Var olma; siyaset ve ekonomi alanında var olma, ahlaklı ve iyi insan olma, yardımsever ve iyilikten zevk alan biri olarak toplumda kendine mümtaz bir yer edinme olmalıdır.
Her Salı bizi yalnız bırakmayan, toplantılarımıza katılarak akrabalık ve insanlık nedir, bize gösteren fedakâr dostlarımıza tekrar tekrar teşekkür ederiz. İyi ki varsınız.
***
Yeni bir nesil yetişiyor; mana derinliklerinden uzaklaşmış, madde alemini kendine merkez edinmiş bir nesil. Bu nesil mananın derinliklerinde yatan uhrevi güçlerin farkında değil ve her şeyin sadece madde ile çözüleceğini sanıyor. Madde, geçici çözümler üretmek için anlık olarak kullanılabilir ama mana âleminden uzaklaşan, hem madde gücünü hem de mana gücünü kaybeder. Müslümanlar uzun süre mana ikliminden gelerek madde âlemi üzerinde bir yenilik yapamadılar. Maddeye değer vermediler ve böylece hep madde ile uğraşıp mana âlemini yüz yıllar önce belli bir tahrif sınırları içinde dondurdukları Hıristiyanlık modelinde geliştiren Batının ürettiği maddeye bağlı kalmak zorunda kaldı. Böylece Hıristiyanlık üzerine bina edilen madde Müslüman âlemini esir almış oldu.
Bu çerçevede tüm Müslümanların düştüğü hataya biz Mersaviler de düştük. İslam’ın derin mana âlemini bırakarak sadece maddeye yöneldik fakat madde de bir üretim yapamadık.
Son yılların fıstık ekim işlerinin hızlanması ve ekonomiye katkı sağlayacak maddi değer bakımından ağır basan ürünlerin üretimi ağırlık kazansa da bu yeterli bir gelişme arz edecek çalışma değildir. Ürün yetiştiriciliğinde çeşitlilik olması bölgemizin yeniden inşası için gerekli ve elzemdir. Bu nedenle her köyde mutlaka çeşitlilik olacak yeni ürünler ve yeni teknikler üzerinde araştırma ve çalışmalar yapılmalıdır.
Köylerimizde çeşitliliği artırmak ve yeni teknikleri tarım ile uğraşan çiftçimize tanıtmak amaçlı araştırmalar yapılması ve bu araştırmalar hakkında çiftçilerimize bilgi verilmesi gerekli ve acil bir iş kolu olarak görülmektedir.
Bu amaçla neler yapılabilir, bunu konuşmamız gerekir.
***
Yaşamak
Yaşamak, lokum tadında;
Yumuşak ve şirin.
Yaşamak güneş tadında;
Aydınlık ve parlak.
Yaşamak inanç tadında;
Affedici ve sevecen.
Yaşamak Allah katında;
İtaatkâr ve uysal.
21/12/2022
Hüseyin KAYA